“Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında (SKA) İlerleme: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2023 Durum Raporu” toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için acil ve kararlı bir eylemin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Bu rapor, Women (Birleşmiş Milletler Kadın Birimi) ve Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı (UN DESA) tarafından 7 Eylül’de yayınlanan rapora göre, mevcut hızda devam edilirse 2030 yılında dünya nüfusunun yüzde 8’ini oluşturan 340 milyondan fazla kadın ve kız çocuğunun aşırı yoksulluk içinde yaşayacağı öngörülüyor. Liderlik pozisyonlarındaki kadınların oranında belirgin bir artış olmadığı görülüyor; parlamentolarda yüzde 26,7, yerel yönetimlerde yüzde 35,5, iş dünyasında üst düzey pozisyonlarda yüzde 28,2 oranında kadın bulunuyor. Raporda, iklim değişikliğinin kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkilerine ilk kez değiniliyor. İklim krizinin, 158 milyon kadın ve kız çocuğunu yoksulluğa sürükleyebileceği tahmin ediliyor. Raporda yaşlılık da ele alınarak, yaşlı kadınların yaşlı erkeklere göre daha yüksek oranda yoksulluk ve şiddete maruz kaldığı belirtiliyor. 2030 yılına kadar toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesini sağlamak için acil somut adımlar atılması gerektiğini vurgulayan rapor, bunu başarmak için yıllık ek 360 milyar dolara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
UN Women İcra Direktör Yardımcısı Sarah Hendriks, raporu “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları için bu yılki rapor bir çağrı niteliğinde. Her kadın ve kız çocuğunun eşit haklara, fırsatlara ve temsiliyete sahip olduğu bir dünya için şimdi kolektif ve bilinçli bir şekilde hareket etmeliyiz” sözleriyle tanımlıyor. UN DESA Politika Koordinasyonu ve Kurumlararası İşler Genel Sekreter Yardımcısı Maria-Francesca Spatolisano ise “Toplumsal cinsiyet eşitliği, 2030 Gündemi içinde sadece bir amaç değil, aynı zamanda diğer tüm amaçların üzerine inşa etmemiz gereken bir hedef” ifadelerini kullanarak önemini vurguluyor. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı (UN DESA) tarafından yayımlanan “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında İlerleme: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2023 Durum Raporu”, dünya genelinde toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşma çabalarının bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Raporun derinlemesine incelenmesi, bir dizi çarpıcı başlık ortaya koymaktadır.
İklim Değişikliği ve Gıda Güvensizliği
Rapora göre, iklim değişikliği kaynaklı gıda güvensizliği, 236 milyon kadın ve kız çocuğunu, aynı zamanda 131 milyon fazla erkek ve oğlan çocuğunu etkileyebilir. Bu durum, cinsiyet temelli etkilenmenin önemli bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Yakın Partner Şiddeti ve Ülkelerin Durumu
Raporda belirtilen bir diğer önemli nokta, dünyadaki hiçbir ülkenin, yakın partner şiddetini tamamen ortadan kaldıramamış olmasıdır. Bu, küresel çapta önemli bir toplumsal sorunun devam ettiğini göstermektedir.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Yatırım Yapan Ülkelerin Sayısı
Rapor, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadınların güçlenmesini sağlamak için kapsamlı sistemlere sahip olan ve bu alanlarda bütçe ayırabilen ülke sayısının sadece 27 olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, daha fazla ülkenin bu konuda çaba sarf etmesi gerekliliğini vurguluyor.
Çatışmalardan Etkilenen Kadın ve Kız Çocukları
Raporda çatışmalardan etkilenen kadın ve kız çocuklarının sayısının arttığı belirtiliyor. 2022’de bu rakamın 614 milyona yükselmiş olması, uluslararası toplumun bu konuda daha etkili çözümler bulma zorunluluğunu gösteriyor.
Eğitimde Cinsiyet Ayrımcılığı ve Geleceğe Yönelik Tehdit
Mevcut hızla ilerlediğimiz takdirde, 2030’da 110 milyon kız çocuğu ve genç kız eğitimden mahrum bırakılmış olacak. Bu durum, eğitimdeki cinsiyet ayrımcılığının geleceğe yönelik önemli bir tehdit olduğunu gösteriyor.
İş Gücü ve Gelir Uçurumu
Rapor, kadınlar ve erkekler arasındaki iş gücü ve gelir uçurumunun hala yüksek seviyede olduğunu ortaya koyuyor. Dünya genelinde erkeklerin kazandığı her 1 dolara karşılık kadınlar sadece 51 sent kazanıyor. Bu durum, iş dünyasındaki cinsiyet eşitsizliği konusundaki meydan okumaları vurguluyor.
Ev İşi ve Bakım Sorumluluğu
Mevcut ilerleme hızında, bir sonraki neslin kadınları ortalama olarak erkeklere göre, günde 2.3 saat daha fazla ücretsiz bakım ve ev işi yapacak. Rapor, toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine ulaşmanın giderek daha zor olacağını vurgulayarak, bu konuda daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğini gösteriyor.
Raporda ayrıca şu verilere yer veriliyor
- İklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkacak gıda güvensizliği, 236 milyon kadın ve kız çocuğunu ve 131 milyon fazla erkek ve oğlan çocuğunu etkileyebilir.
- Dünyadaki hiçbir ülke, yakın partner şiddetini tamamen ortadan kaldıramamıştır.
- Toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadınların güçlenmesini sağlamak için kapsamlı sistemlere sahip olan ve bu alanlarda bütçe ayırabilen ülke sayısı sadece 27’dir.
- Çatışmalardan etkilenen kadın ve kız çocuklarının sayısı önemli ölçüde artmıştır. 2022’de bu rakam 614 milyona yükselmiştir. Bu, 2017’deki rakamdan yüzde 50 daha fazladır.
- Mevcut hızla ilerlediğimiz takdirde, 2030 yılında tahmini 110 milyon kız çocuğu ve genç kız eğitimden mahrum bırakılmış olacaktır.
- Kadınlar ve erkekler arasındaki iş gücü ve gelir uçurumu hala yüksek seviyededir. Dünya genelinde erkeklerin kazandığı her 1 dolara karşılık olarak kadınlar 51 sent kazanmaktadır. İş yaşamının en verimli dönemindeki erkeklerin yüzde 90’u iş gücüne katılırken, bu oran kadınlarda 61,4’tür.
- Mevcut ilerleme hızında, bir sonraki neslin kadınları ortalama olarak erkeklere göre günde 2,3 saat daha fazla ücretsiz bakım ve ev işi yapacaktır.
Sonuç ve Çağrı
Rapor, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma gündeminin vaatlerinin yerine getirilmesi ve hiçbir kadının ve kız çocuğunun geride bırakılmadığından emin olmak için küresel işbirliklerinin, yatırımların ve finansmanın artırılmasının önemini vurguluyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği için daha adil bir dünya için bu çağrıya kulak vermek, hepimizin sorumluluğundadır.