Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkeklerin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi açılardan eşit haklara sahip olmasıdır. Ancak ne yazık ki, Türkiye gibi pek çok ülkede hala ciddi bir toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunu yaşanmaktadır.
Türkiye’de kadınlar, iş hayatında erkeklere göre daha az fırsat ve imkanlara sahiptir. Kadınların çalışma hayatına katılım oranı oldukça düşüktür ve kadınların çoğu düşük ücretli işlerde çalışmaktadır. Ayrıca, kadınlar iş hayatında erkeklerle aynı haklara sahip olmamaktadır. Kadınların çoğu işyerinde tacize uğramakta, terfi edememekte ve işten çıkarılmaktadır.
Türkiye’de kadına yönelik şiddet de maalesef çok yaygın bir sorundur. Kadınlar sadece evde değil, sokakta, işyerinde ve diğer pek çok alanda şiddetle karşılaşmaktadır. Ne yazık ki, kadına yönelik şiddet konusunda yasalar yetersiz kalmakta ve uygulamada da sorunlar yaşanmaktadır.
Ayrıca, Türkiye’de kadınların siyasi katılımı da oldukça düşüktür. Kadınların siyasette ve karar verme süreçlerinde yer almaları gerektiği halde, maalesef yeterli sayıda kadın politikacı yoktur. Bu da kadınların hakları ve çıkarları açısından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitsizliği hala büyük bir sorundur. Kadınların iş hayatında, siyasette ve toplumun diğer alanlarında eşit haklara sahip olması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Ayrıca, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için de daha etkili yasal düzenlemeler ve uygulamalar gerekmektedir.